
ATATÜRK'ÜN KİTAP SEVGİSİ
Diğer özelliklerinin yanı sıra, bir düşünce adamı olan
Atatürk’ün kitap sevgisini, yakınında bulunmuş arkadaşları, “Onun bir kitabı merak
ettiğinde, bitirmeden uyumadığı ya da çok az uyuyarak okumaya devam
ettiği” şeklinde anlatıyor. Kitap okumayı tutku derecesinde seven Atatürk, Cumhuriyet
sonrası zamana kadar yerleşik bir hayatı olmadığı için, çok istemesine
rağmen kütüphane kurmaya muvaffak olamamış, yanında okumak istediği, sevdiği, faydalı
bulduğu kitapları taşımakla yetinmiştir. Ancak Ankara ve İstanbul’da sürekli olarak
kalmaya başladıktan sonra kütüphane kurabilmiştir.
Atatürk, Ankara’ya yerleşmesinin ardından Keçiören’deki
köşkünde kütüphanesini kurmuş, fakat zamanla bu evin, ihtiyacı karşılayamaması üzerine
yeni bir köşk yapılmıştır. Atatürk, köşkü yapacak olan mimardan iki
özel istekte bulunmuştur: Birincisi, geniş ve ferah bir yemek odasının,
ikincisi de geniş bir kütüphanesinin olmasıdır.
Aslında Atatürk’ün yeni bir
köşke ihtiyaç duymasının temel nedenlerinden biri, Afet İnan’ın dediğine göre,
geniş bir kütüphaneye olan ihtiyaçtı. Eski köşkün kütüphanesi Atatürk’ün hem
çalıştığı, hem de gündüz misafirlerini kabul ettiği bir yerdi. 1930′dan
sonra yeni alınan kitaplar kütüphaneye sığmaz olmuştu. Atatürk bu kütüphanede
saatlerce çalışır, okur, okuduğu kitapların altını kırmızı ve mor renkli
kalemlerle çizer, kenarlarını işaretler, notlar alırdı. Atatürk, yeni yapılacak köşkte
geniş bir kütüphane olmasını, bu kütüphanede haritalarını rahatça yayabileceği ve
kitaplarını koyabileceği geniş bir masa istemişti.
Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal
Granada, Atatürk’le Vasfi Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken; ondaki
okuma alışkanlığının çocuk yaşlarında kazanıldığını da belirtir:
“Boş zamanlarında Atatürk’ün
elinden tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk,
tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki, çevresini
görecek hali yoktu. Bir sürü yurt meselesi dururken devlet başkanının
kendini tarihe vermesi, Vasfi Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki,
Atatürk’e şöyle dediğini duydum:
- Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma…
19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın?
Atatürk, Vasfi Çınar’ın
bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
- Ben
çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba
verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.”
Kitaplar
ve okuma konusundaki hassasiyeti diğer devlet temsilcileri tarafından da fark
edilmişti. Türkiye’de görev yapan Amerikan büyükelçisi General Charles H. Sherril,
Atatürk’ün kendisini kütüphanesinde kabul etmesinin ardından hissettiklerini şöyle anlatmaktadır: "Bugün
Mustafa Kemal kendisini ilk günkünden daha rahat hissediyordur, çünkü kütüphanesindeydi.
Yaradılışı itibarıyla okumayı ve araştırmayı seven insanlar kendi kitaplıklarında, kitapları
arasında bütün güçleri ve büyüklükleriyle görünürler. Şimdi ne masanın üstünde
yayılı duran haritalardan, ne de odayı tüm duvarlarıyla dolduran kitaplardan
bahsetmeyeceğim…"
ÇOCUKLARIMA........
Gelişen teknolojiyle birlikte zor kazanılan ve kazandırılan kitap okuma alışkanlığını davranış haline getirebilmiş olan SINIFIMA`, KÜTÜPHANELER HAFTASI etkinliklerinde sınıfımızı en iyi şekilde temsil ederek ödüllendirilen İLKE ve AZMÍ'ye teşekkürler.Bu güzel alışkanlığınız yaşam boyu sürsün ÇOCUKLAR....................................................................................................................................................................................................